ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Habertürk Televizyonu yayınında Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı ve gündemdeki bahisleri kıymetlendirdi.
“Biz birinin oyunu bölmüyoruz, bize ilişkin orana sahip çıkıyoruz” diyen Sinan Oğan, “Türkiye’nin siyasal yelpazesi içinde Türk milliyetçileri, Atatürkçüler gerçeği var. Bu kitlenin adayı yoktu. Türk milliyetçileri ne domuz bağı ne Kandil Dağı der” tabirlerini kullandı.
Seçmenin yorgun olduğunu söyleyen Oğan, “Türk milleti Sayın Erdoğan’ın bağıran üslubundan yoruldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da sürekli yenilmesinden yoruldu. Biz buna köhne siyaset diyoruz. Biz geleceği konuşmalıyız. Gençler farklı bir Türkiye ve dünya hasreti içerisinde” dedi.
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’la 8 ay önce iş birliği hakkında görüştüklerini aktaran Oğan, “Mansur Bey aday olsaydı ben aday olmayacaktım. Burada maksadım Türk milliyetçisinin, Atatürkçünün Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetmesine takviye olmak. Türk milliyetçileri kendi adayını çıkaracaktır ve destekleyecektir. Gerçekten bunu yaptık. Her kısımdan beşerler bize imza verdi. Şu anda bu işin çelik çekirdeğini Atatürkçü ve Türk milliyetçileri oluşturuyor” diye konuştu.
2 yıl sonra yeni bir seçim olacağını düşündüğünü lisana getiren Sinan Oğan, “Bu seçimin orta seçim olduğu kanaatindeyim. Temel seçimin 2 sene sonra olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte bu seçimlerin son seçim olmadığını, Türkiye’nin siyaset seçkinleri değişimi sürecinde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin erken seçime mecburen gideceğini düşünüyorum. Ben de kazansam bu ekonomik krizin mevcut kaidelerde sürdürülebilir olmadığını, acı reçetenin uygulanması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Sinan Oğan’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
‘YÜZDE 7-9 ARALIĞINDA OY ORANIMIZ VAR’
“Halk ortasında giderek artan bir ilgi olduğunu görüyorum. Şu an 7-9 oranında oy oranımız var. Son düzlüğe girdiğimizde ipi göğüslemek istiyoruz. Kademeli bir artışı öngördük. Her şey planladığımız üzere gidiyor.”
‘MEDYA MUHARREM BEY’İ TÜKETTİ’
“Medya Muharrem Bey’i (Memleket Partisi Genel Lideri ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce) tüketti. Medya süratli girdi Muharrem Bey sorununda. Sayın İnce’nin medyada birtakım şeyleri oldu. Fatih Altaylı programında düşüş yaşadı, Babala TV’de öğrencilerle girdiği diyalog. Sakinliği bıraktığınız anda karşınızda iki kitle var. Cumhur ve Millet İttifakı. Sizin açığınızı arayan önemli toplumsal medya bloğu var.”
‘KİMSENİN OYUNU BÖLMÜYORUZ’
“Biz birinin oyunu bölmüyoruz, bize ilişkin orana sahip çıkıyoruz. Muharrem Bey, CHP Genel Lider adayıydı. En son CHP’nin cumhurbaşkanı adayıydı. Oy kitlesinin ana eksenini CHP seçmeni oluşturuyor. CHP’nin adayı var. Sayın Erdoğan da siyasal İslam ve muhafazakar kitlenin adayı. Türkiye’nin siyasal yelpazesi içinde Türk milliyetçileri, Atatürkçüler gerçeği var. Bu kitlenin adayı yoktu. Türk milliyetçileri ne milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyen Erdoğan’a ne de demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçen diye Kılıçdaroğlu’na evet demez. Türk milliyetçileri ne domuz bağı ne Kandil Dağı der.”
‘KILIÇDAROĞLU VE İNCE İLE GÖRÜŞTÜM, ERDOĞAN’DAN RANDEVU İSTEDİM’
“Bizim Atatürk ve Türk milliyetçileri adayı olarak çıkmamız tabanı konsolide etti. Artık maksadımız ikinci halkayı konsolide etmek. Son haftada yüzde 30’u aşıp ikinci cinse kalmak. CET İttifakı durduğu yerde öbür ittifaktan gelmesi nezaketsizlik olurdu. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın İnce’den seçim güvenliği ile ilgili randevu istedim, lütfedip görüştüm. Sayın Erdoğan’dan da istedim. Lütfederlerse görüşürüz. Biz cumhurbaşkanı adayları olarak konuşuyoruz, sizin hengame etmenize gerek yok iletisini vermek istiyorum.”
‘MİLLET, ERDOĞAN’IN ÜSLUBUNDAN KILIÇDAROĞLU’NUN DA DAİMA YENİLMESİNDEN YORULDU’
“Türk siyaseti Sinan Oğan’ı MHP milletvekili olarak tanıyordu lakin cumhurbaşkanı adayı olarak yeni yeni tanıyor. Türk milleti Sayın Erdoğan’ın bağıran üslubundan yoruldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da sürekli yenilmesinden yoruldu. Şayet bir sevap varsa ikisi ortağı, günah varsa iki taraf ortağı. Biz buna köhne siyaset diyoruz. Biz geleceği konuşmalıyız. Gençlerin bize inanılmaz ilgisi var. Bir genç arkadaşımız espri yaptı ‘Dedeleri pistten alalım’ dedi. Gençler farklı bir Türkiye ve dünya hasreti içerisinde.”
‘MANSUR BEY ADAY OLSAYDI, BEN ADAY OLMAYACAKTIM’
“Sayın Özdağ ile 8 ay evvel bir araya gelip iş birliği yeri konuştuk. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu işe kilitlenmiş görüyordum. Mansur Bey aday olsaydı ben aday olmayacaktım. Burada amacım Türk milliyetçisinin, Atatürkçünün Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetmesine dayanak olmak. Türk milliyetçileri kendi adayını çıkaracaktır ve destekleyecektir. Gerçekten bunu yaptık. Bir günde 50 bine yakın imza topladık. Her bölümden beşerler bize imza verdi. Şu anda bu işin çelik çekirdeğini Atatürkçü ve Türk milliyetçileri oluşturuyor.”
‘İYİ PARTİ TABANININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KILIÇDAROĞLU’NA OY VERMEYECEK’
“2 hafta evvel Sayın Muharrem İnce’nin bu seçimin sonuçlarının mutlak değiştirici olduğu konuşuluyordu, bugün Sinan Oğan’ın yükselişini konuşuyoruz. Alanlarda 2002’nin havası var. Oy tabanları bize öteki şey söylüyor. MiLlet İttifakı ve CHP’nin adayı Sayın Kılıçdaroğlu sol, sosyal demokrat bir isim. Oy oranı yüzde 25’tir. Yüzde 32 olmaz. Sayın Erdoğan’ın yüzde 20-25’tir. Haydi yüzde 30 olsun. Haydi HDP’ye de verin. Yüzde 30’luk kitle Atatürkçü ve Türk milliyetçisidir. YETERLİ Parti’nin tabanının büyük çoğunluğu GÜZEL Parti’ye oy vermekle bir arada Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeyecek. UYGUN Parti ve MHP’nin Türk milliyetçisi seçmeni bana oy verecek.”
‘KÜRT KARDEŞLERİMİZDEN DE OY ALACAĞIMA İNANIYORUM’
“Ben Kürt kardeşlerimden oy alacağıma inanıyorum. Iğdır’da doğdum, büyüdüm. Kürt kardeşlerimle top oynadım, tıpkı ekmeği yedim. Kürt kardeşimle empati kuracak olan benim. Bütün Kürtlerin oyunu alacağım demedim. Milletvekili seçilirken Iğdır’da çok önemli oy aldım. Kürt kardeşlerimin hepsi HDP’ye oy vermiyor. Kürt vatandaşlarımızın yüzde 99’u bu ülkeye bağlı. Yüzde 1’lik kitle HDP’nin üst yapısı, terörle ara koymayan.”
‘BİZ İSTİŞARE KÜLTÜRÜNDEN GELİYORUZ’
“Türk Bayrağından rahatsız olan bir yapı. Cumhur İttifakı’na eklemlenen HÜDA PAR, Türkiye’de yeşil Kürdistan kurmak istiyor. Millet İttifakı’na eklemlenen HDP de Türkiye’de kızıl Kürdistan istiyor. Bizim CET İttifakı’nın teröre arası nettir. Biz ikinci cinse kalacağız. Ortaya prensip koyacağız. Biz istişare kültüründen geliyoruz. İkinci çeşitte biz kalamazsak, diyeceğiz ki muhataplarımıza, ‘bizim sizi ikinci cinste kazandırma potansiyelimiz var şu terörle iltisaklı yapıyı uzaklaştır’ diyeceğiz. Ulusal bir duruş sergile, ulusal problemlerdeki protokolümüzün altına imza at. Ortaya ulusal protokol koyacağız.”
‘MUHALEFETE MUHALEFETİ HAKİKAT BULMUYORUM’
“Elbette ki iktidar eleştirilir. Muhalefete muhalefet yapmayı hakikat bulan birisi değilim. Muhalefetin duruşunu eleştirebilirim. Terörle ortasına ara koymuyorsa eleştiririm. Temel eleştirim icraatı yanlış yapanıdır. Siyasetin tabiatında, mantığında iktidar eleştirilir. 20 yıldır ülkemizi yöneten, bu hale getiren muhalefet değil. Sayın Erdoğan’ı dinleyince sanki yeni iktidara gelecek. Mülakatı kaldıracağım diyor. FETÖ soruları çalarken neredeydiniz?”
‘MÜLAKATI KALDIRIN, YAZILI SORULARI LİYAKATSİZLER HAZIRLADIĞINDA NE YAPACAKSINIZ?’
“Mülakatı kaldırdınız diyelim, liyakati nasıl sağlayacaksınız? Yazılı soruları liyakatsizler hazırladığında ne yapacaksınız? Sarsıntı bölgesinde AFAD ve Kızılay’da liyakatsizliği gördüm. AFAD ve Kızılay’a devlet ey koymalıdır. 1,5 dakikada bu ülke sarsıntıda 50 binden fazla can verdi. Yarın Allah korusun İstanbul’da bir şey olsa bu AFAD, Kızılay sınıfta kaldı. Bu iktidar neden ders almıyor?”
‘BU SEÇİMİN ORTA SEÇİM OLDUĞU KANAATİNDEYİM’
“Ben bu seçimin orta seçim olduğu kanaatindeyim. Temel seçimin 2 sene sonra olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte bu seçimlerin son seçim olmadığını, Türkiye’nin siyaset seçkinleri değişimi sürecinde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin erken seçime mecburen gideceğini düşünüyorum. Ben de kazansam bu ekonomik krizin mevcut koşullarda sürdürülebilir olmadığını, acı reçetenin uygulanması gerektiğini düşünüyorum.”
‘BİZ KAZANSAK DA TÜRKİYE’DE İKTİSAT SİYASETİ DEĞİŞMEK ZORUNDA’
“Faiz sebep enflasyon sonuç diye bir şey yok. Bir ekonomist olarak bu türlü bir siyasetin olmadığını bunun Sayın Erdoğan tarafından ortaya atıldığını bu tezin başarısız olduğunu görüyorum. Sayın Erdoğan istişareden, meşveretten çok uzaklaştı. Yanında hiçbiri ‘Sayın Cumhurbaşkanı bu tezden vazgeç’ diyemiyor. Türkiye tekrar faiz artırımına gidecek, yazıyorum buraya. Biz kazansak da Türkiye’de iktisat siyaseti değişmek zorunda. Sayın Mehmet Şimşek’e davet geldi gitmedi. Zira Sayın Şimşek bunun sürdürülebilir olmadığını biliyor.”
‘BU SİYASET FAİZ LOBİLERİNİ BESLİYOR’
“Bu resmen faiz lobilerini beslemek, bankaları beslemektir, sermaye transferidir, Türk iktisadının sermaye piyasalarına peşkeş çekmektir. Bizim global ve milletlerarası piyasalara itimat veren iktisat siyaseti uygulaması lazım. Merkez Bankası liderinin derhal misyondan alınması lazım. Oraya bağımsız ve muteber bir ismi atamak lazım ve asla baskı yapmamak lazım. Dış siyasetimizin barışçıl ve vakur birebir vakitte dış ticaretimizin önünü açan bir siyaset uygulaması lazım.”
‘GÖÇMENLERİ GEREKİRSE ZORLA GÖNDERECEĞİZ’
“Sayın Cumhurbaşkanı ensar muhacir edebiyatı yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu gönüllü göndereceğiz diyor. Biz gerekirse zorla göndereceğiz. Türel olarak zorla göndereceğiz. Almanya’da kaçak Türk yakalandığında ‘Lütfen ülkenize döner misiniz?’ mi diyorlar. Ne diyorlar? Savaş bitti. Şu ana Suriyeli göçmenlere hastane, postane ücretsiz. Biraz abartarak söylüyorum. Birebir şey Türkmen göçmenlere Afgan göçmenlere uygulanmıyor? Neden sığınmacılar her yerdeler? Sığınmacı sığınmacı kampında olur? Ben Suriyeli zıddı, şu yanlısı değilim. Normalinden fazla olan her şeyi olağana döndürülmesi taraftarıyız. 20 bin Suriyeli olsa sorun etmezdik. 6-7 milyon Suriyeli var. Türkiye’de 13 milyon göçmen var. Kıymetli kısmı kaçak.”
‘GERİ KABUL MUTABAKATI, TÜRKİYE’YE HAKARETTİR’
“Geri Kabul Mutabakatı’na MHP milletvekili olarak şerh koymuştum. Bu karar Türkiye’yi göçmenistana dönüştürür demiştim ve dediğim çıktı. Bu mutabakat ülke için züldür. Eğitimi yoksa Türkiye’ye veriyorlar onun yerine eğitimli doktor ve mühendisi alıp götürüyorlar. Bu Türkiye’ye hakarettir. Esad’sa Esad, Talibansa Taliban fark etmiyor. Görüşüp bunları ülkelerine göndereceğiz. Konut fiyatları, besin fiyatları, kiralar düşecek. Bayanlarımız için sokaklar daha inançlı hale gelecek. Çocuklarımız sokaklarda daha rahat oynayabilecek. Diyeceksiniz ki insan haklarına uygun mu? Evet uygun. Biz üzerimize düşeni yaptık. Biraz da Yunanistan bakın. Ben sığınmacıların seyahat özgürlüğüne mani olmayacağım. Türkiye’de özgürlükleri gereğince kullandılar, biraz da Avrupa’da kullansınlar.”
‘HERKES SEÇİM GÜVENLİĞİNE ODAKLANMALI’
“CHP’lilere davette bulunuyorum, bu işi, yabancı seçmen sayısını hafife almayın. Sayın Kılıçdaroğlu’na da söyledim. Bu hususta çalışmaların olduğunu söyledi. Açık yüreklilikle her türlü bilgi ve belgeyi paylaşabileceğini söyledi. Seçim sonuçlarını değiştirirse bu iş değiştirecek. Ortalama 2 milyon gri bir seçmen alanı var. Bir kısmının kim olduğu muhakkak değil, bir kısmının yabancı olduğu var. Bir kısmı oy kullanamayacak. Parmak boyasını geri getirirseniz bu kaygılarımız önemli biçimde giderilecek. Sayın Erdoğan sahada gördüğüm bu seçimi kaybediyor. Alandaki müşahedem, yaptığımız araştırmalar sayın Erdoğan’ın kaybettiğini gösteriyor. Fakat Sayın Erdoğan çok rahat. Büsbütün kanaatimi söylüyorum, seçim güvenliği problemi seçim sonuçlarını direkt etkileyecek. Seçim güvenliğini tartışın, herkes seçim güvenliğine odaklansın.”
‘ERDOĞAN’IN SÖZLERİ SON DERECE YAKIŞIKSIZ’
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir tarafta bölücülerin ‘Yürü Kemal’i’ var. Öte tarafta ‘Gel Muharrem’ bulunuyor. Beri taraftakini saymaya gerek bile yok” sözleri) Son derece yakışıksız değerlendiriyorum. Bu ülkede bu sözleri bir kenara bırakmak lazım. Cumhurbaşkanı adaylara muvaffakiyet dilemeli. İsimleri tabir etmeli. Birisine Bay Kemal, ötekine Yürü Muharrem, berikine onu saymaya gerek yok. Bu bir kusma. Sayın Cumhurbaşkanının bu sözünden sonra Türk milliyetçilerinden o kadar çok reaksiyon aldım ki. ‘Sayın Cumhurbaşkanı yok sayıyorsa biz var sayıyoruz’ dediler.”
‘ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU MİLLİYETÇİLERİ ÇANTADA KEKLİK GÖRÜYOR’
“Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı oyu kendi kitlesinden alacağı oyudur, Sayın Kılıçdaroğlu da öyle. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu Türk milliyetçilerini çantada keklik görüyor. O denli bir şey yok. Sayın Erdoğan’a bir çağrıda ve tavsiyede bulunmak istiyorum; 20 yıldır bu ülkeyi gerdin kâfi artık! Daha pak bir lisan kullanalım. Başka adaylara da birebir çağrıyı yapıyorum. Sinan Oğan Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerden oy alacak. Sayın İnce de daha çok CHP’li seçmenlerden oy alacak diyebiliriz. Ben seçimin katiyetle ikinci çeşide kalacağını düşünüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir miktar Sayın Erdoğan’ın üzerinde olduğunu görüyorum. Yüzde 30 ila 40 bandı ortasında, Erdoğan’ın yüzde 30’un sonlarında görüyorum. Bu türlü aldım götürdüm, yüzde 49 üzere oy oranı yok alanda.”
‘MHP’Lİ SEÇMEN ÜÇ HİLALİ GÖRMEZSE AMPULE OY VERMEZDİ’
“Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun yanına aldığı HDP ve HÜDA PAR belirleyecek. HDP ve HÜDA PAR’ın reaksiyonları belirleyecek. AK Parti içerisinde aklı selim olanları, BBP içindekileri etkiliyor. Bayana karşı Taliban zihniyetiyle yaklaşan, bayana eğitim hakkını hor gören bir anlayış. Bir tek ‘suçluların başını keseceğiz’ demedikleri kaldı, onu bile diyorlar kimi televizyon programlarında. Sadullah Ergin’in sağ seçmende ne üzere karşılığı var? Adaleti bitirenlerden birisi de Sadullah Ergin’dir. FETÖ ile birlikte bu ülkenin adalet sistemine çok özür dileyerek söylüyorum tecavüz edenler onlardı. Artık ne diye kalkıp oy istiyorlar? Son listeler CHP oylarını düşürmüştür. Ortak liste yanlışsız, isimler yanlış. Benim işime geliyor o farklı sorun. Cumhur İttifakı’nın da ortak listeye girmemesi yanlış. Orada da Sinan Oğan devreye girdi. MHP tabanı üç hilali görmeseydi oy vermezdi. Üç hilal yerine AK Parti’nin ampulünü gören Türk milliyetçisi oy vermez. Bu kararın sebebi budur. MHP siyaset istikrarı açısından doğrusunu yaptı. İttifak açısından hakikat değil.”
‘SOVYET MANTIĞI İLE GİTMEYİ BİR TARAFA BIRAKMAMIZ LAZIM’
“Evet İHA, SİHA, TOGG, MMU ile gurur duyuyorum; fakat ekmek ortası TOGG yiyemiyorsunuz. Kazanın içine TOGG’u koyup kaynatamıyorsunuz. Karnınız ona TOGG değil. Ben Sovyetler Birliği dağılmadan gördüm. Moskova’da doktora yaptım. Tezimde Rusya’yı yazdım. Bizim önümüzdeki süreç içerisinde Sovyet mantığı ile gitmeyi bir tarafa bırakmamız lazım. En son Sovyetler Birliği’ni gördüğümde dev üzere silah sanayi, uzay mekiği, en gelişmiş savaş sistemleri kurgulayan lakin mutfakta kaynatacak yemeği olmayabilir. Sovyet ekmeği ile adam öldürebilirdiniz, o kadar sertti. Mutfakta yiyeceğin soğanı da üreteceksin, vatandaşın alım gücünü dengeleyeceksin öte yandan ulusal otomobil, uçak, İHA, SİHA üreteceksin. İstikrarlı noktayı tutturmak lazım. Bu taraf da diyor ki, gelirsek soruşturma açarız. İkisi de abes noktalardan bakıyor. Ali Babacan’ın, CHP’nin bakışı ortada. Bir tek biz bu işe sağlıklı pencereden bakıyoruz. Biz hatta hipersonik sürate alıştırmamız azım İHA, SİHA’ları diyoruz. Ancak bununla birlikte mutfağımızı vatandaşımızın karnını doyuracak biçimde yapmak durumundayız.”
‘HER ŞEYDEN VERGİ ALINIYOR RANTTAN ALINMIYOR’
“Ben cumhurbaşkanı adayı olarak ülkeyi yönetmeye iddialıyım. Vatandaşlara refah seviyesini önermek istiyorum. Fakirlik seviyesinde taban fiyat dönerdim. 4 kişilik ailenin yoksulluk hududu 31 bin 256 TL’ydi. Türkiye taban fiyat açlık hududunun altında. Ben de diyorum ki, yoksulluk sonuna denkleştirmek minimum fiyat önermeliyim. Yarım alım gücünü artırırsınız bu 15 bin liraya düşer. Türkiye’de her şeyden vergi alınıyor, ranttan vergi alınmıyor. Niçin? Bir vatandaş 10 milyon liraya arsa alıyor. 2 katlı bahçeli mesken yapmaya uygun. Belediyelerden birilerini görüyor, plan tadilatı yapıyor 90 katlı rezidans yapıyor. Bir gecede ne kazanıyor? Devlete 1 lira vermiyor. Bakkaldan, kuaförden alıyor. 500 milyon lira servete ulaşan adamdan niçin almıyor? Zira baş daima inşaata ranta çalışıyor. Türkiye’nin en kıymetli sorunu adalettir. İktisat çok kıymetli sorun, adaleti sağlamazsanız iktisatta bir şey yapamazsınız. En kıymetli sorun sığınmacılardır lakin bunu da adaletli bir formda çözebilirsiniz. Liyakatsizlik, eğitim, zelzeleye hazırlıksızlık sorunu vardır.”
‘BEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE TARAFIM’
“Kadının beyanı üzerine yürüyen sistem var. Bu âlâ niyetli yaklaşım. Makûs niyetli birisi bunu kullanabilir. Ben İstanbul Sözleşmesi’ne tarafım. Bayan haklarına tarafım. Her türlü şiddetin karşısındayım lakin beyan problemini bir ölçü dengelemek lazım. Bazen iftira atılabiliyor. Erkek kendini anlatana kadar 6 ay mahpusta kalıyor. Buna adaletli tahlil bulmak zorundayız. Bayanları incitmeden, haklarına halel getirmeden hukuk içerisinde bir tahlil bulabileceğimiz kanaatindeyim.” (HABER MERKEZİ)