Uğurcan Yardımoğlu
TİP milletvekili adayı Ahmet Şık, İstanbul’un Şişli ilçesinin Kurtuluş semtinde seçim çalışması yaparken bir yurttaşla girdiği diyalogda “Bu ülkenin Türk faşisti var, bir de Kürt faşistiyle uğraşamam” demiş ve “Selahattin’i çıkar HDP’den, ortada HDP kalmıyor” sözlerini kullanmıştı.
Bu sohbetin görüntüye çekilerek servis edilmesi üzerine yaşanan tartışmalar sonucu özür dileyen Ahmet Şık ve Türkiye Emekçi Partisi’ne yönelik reaksiyonlar dinmiyor. HDP yöneticilerinden seçmenlerine geniş bir kesim toplumsal medyada yansılarını lisana getirdi.
Şık’a reaksiyon gösteren isimlerin HDP’nin, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Yeşil Sol Parti çatısı altında ortak listeyle seçime girmesini savunanlar olması dikkat çekti. Emek ve Özgürlük İttifakı içerisindeki birinci tartışma TİP’in kendi isimiyle seçime girme talebiyle başlamıştı. HDP, ‘oyların bölüneceği’ gerekçesiyle buna itiraz etmiş ve seçime ortak listeyle girilmesi gerektiğini savunmuştu. Tartışmalar, TİP’in kendi ismiyle seçime girme kararıyla sona ermemiş, HDP yöneticilerinden vakit zaman TİP’e tenkitler lisana getirilmişti.
Sosyal medyada HDP ve TİP ortasında yaşanan tartışma seçimlere nasıl girileceğine yönelik teknik bir tartışma olmaktan çıkmış, HDP seçmeni olan kullanıcılar TİP’i ‘ulusalcı’ olarak nitelerken TİP’li kullanıcılar ise HDP’yi ‘alttan alan’ bir çizgi izlemişti. Lakin Şık’ın kullandığı tabirler tartışmaları alevlendirdi.
“GÜVERCİN KADAR BEYİNLERİ VAR”
HDP Eski Eş Genel Lideri Sezai Temelli toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu sözleri kullandı: “güvercin kadar beyinleriyle şahinlerle aşık atmaya kalkanların hüsranla sonlanan tweet dünyası…” Temelli’nin bu sözleri toplumsal medya kullanıcıları tarafından Şık’a yönelik olduğu formunda yorumlandı.
“HERKES HAK ETTİĞİ DERSİ SANDIKTA ALACAK”
Demokratik Bölgeler Partisi 1. Periyot Eş Genel Lideri Kamuran Yüksek, direkt Ahmet Şık’ı amaç alarak “Kürtleri bilgisiz, kendilerini üstün gören akıl zavallıdır. HDP ve halkımız kendini, ülkeyi yönetecek kabiliyete ve ferasete sahiptir. Ne tutuklamalar ne de üstenci yaklaşımlar halkımızın moralini bozamaz. Herkese hak ettiği dersi sandıkta verme vakti yakınlaşıyor” kelamlarıyla reaksiyon gösterdi.
HDP İstanbul Eşbaşkanı Ferhat Encü ise “Bu üslubu ve yaklaşımı kabul etmiyoruz!” dedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, “Hem HDP ye hem de Kürtlere hakaret gücünü nereden alıyorsun Ahmet Şık. Kürdün gücünü bu seçimde göreceksin. Kürtler sizin üzere ulusalcılara ders verecektir” dedi.
ÖCALAN: “O VE FAŞİST ORTASINDA HİÇBİR FARK YOK”
HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan ise Kürtçe attığı tweetinde şu tabirlerle Şık’a reaksiyon gösterdi:
“Kürtlerin lisanı yasaklanmış, ülkesi işgal edilmiş durumda. Her gün Kürtler öldürülüyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor ve bunun üzerine Kürtleri ‘faşist olmakla’ suçluyorlar. Kürtleri faşist olarak niteleyen kişi, hâkim ağzıyla konuşuyor. O ve faşist ortasında hiçbir fark yok. Herkes haddini bilmeli!”
Ahmet Şık’ın görüntüye yansıyan sohbette lisana getirdiği fikirlere dayanak veren isimler de oldu. Hüseyin Aygün, Ahmet Şık’ın tutumunu paylaşarak şunları yazdı:
“Ahmet Şık vesilesiyle: Dünkü Özgür Gündem’in, “Dersim mi Tunceli mi” manşetinin tekrar gösterdiği üzere, HDP adayı dışında partilere/adaylara oy verenleri, “düşman” olarak kodlayan zihniyete, “ezilen ulus devrimcisi”, “demokratik milliyetçi” falan değil; milliyetçi-faşist denir.”
VİDEODAKİ ŞAHISTAN AÇIKLAMA: “AHMET ŞIK’I HARCAYAMAZSINIZ”
Şık’la sohbet eden isim olduğunu açıklayan Gökhan Soylu ise bir paylaşım yaptı. Paylaşım şöyle:
“Sohbetin başka tarafı benim, Hdp’ye oy vereceğimi söyledim ve üzerine gerçekleşen dostça bir sohbetti. Şık, Demirtaş ve Hdp üzerine tek berbat söz de etmedi. Bu düşmanca ve kompleksli tavrını HDP seçmeni derhal bırakmalı.
Kimse kusura bakmasın da Altan Tan’ı, Ayhan Bilgen üzere isimlere göğsünü siper eden HDP içindeki bu tabanın Ahmet Şık üzere bir adamı hunharca harcamasına da müsaade vermem.
Bugün Ahmet Şık hakkında yapılan şu hoyratça tavır,orada bahsettiğim sekter ve saldırganca telaffuzlara giriyordu. O da dostça formda “Demirtaş bile” (o bizim ortağımız dostumuz) diye cümle kuruyor. Faşizme karşı verilen ortak çabayı 5 trolün sloganlarıyla harcamak fecî.
Kürt faşistleri sözünden alınanlar Türk faşisti diyince Türklerin içindeki belirli bir kesim kastedilirken Kürt faşistleri diye bahsedince nasıl tüm Kürtler kastediliyor oluyor? Hala Şık’ta milliyetçilik sorgulamak için hakikaten meczup olmak lazım.”
NE OLMUŞTU?
Ahmet Şık ile sohbeti yapanın kendisi olduğunu açıklayan Gökhan Soylu’nun “O kadar sert ve sekter biri vardı ki HDP tabanında” demesi üzerine Şık, “Hâlâ var. Bak Selahattin (Demirtaş) bugün canımızı okumuş, güya tıpkı ittifaktayız. Yapan da Selahattin… Selahattin’i çıkar HDP’den, ortada HDP kalmıyor” dedi.
Sohbetin devamında diyalog şöyle gelişti:
“Gökhan Soylu: Hasip Kaplan, Sırrı Süreyya Önder’e “Sakın bir Türk’ü bu partinin başına geçirmeyin” demiş adam. Bu türlü bir dinamik de var ortada.
Ahmet Şık: Maalesef. Ben de bundan rahatsızım zati. Bu ülkenin Türk faşisti var, bir de Kürt faşistiyle uğraşamam. Bu kadar.”
Gökhan Soylu, görüntüye yansıyan sohbetin 15 Nisan’da yapıldığını toplumsal medya hesabında açıkladı. 15 Nisan günü Demirtaş bir tweet atarak yurttaşların oylarını ‘gönlündeki partiye’ değil milletvekili çıkarabilecek partilere vermeleri gerektiğini belirtmişti. Demirtaş şu sözleri kullanmıştı:
“Merhaba, Aklındaki, gönlündeki partiye oy vermek için çok haklı nedenlerin olduğundan eminim. Lakin senin oyunla milletvekili çıkarılmazsa bunun çok ağır sonuçları olacak. Lütfen akılcı olanda birleşelim. Oyunu, milletvekili çıkarabilecek partilere ver lütfen.
Milletvekili kazandırmayan her oy, Erdoğan’a yarayacak. Oy verdiğin parti milletvekili çıkaramazsa kendi elinle kendi geleceğini karartmış olacaksın. Yani latifesi yok: Ya tam diktatörlük ya da demokrasi. Bildiğini biliyorum, tekrar de vurgulamak istedim. Selam, sevgilerimle.”
Demirtaş’ın bu sözleri başka listeyle seçime giren TİP’e oy verilmemesi bunun yerine oyların Yeşil Sol Parti’ye verilmesi daveti olarak yorumlanmıştı. Şık’ın birebir gün “Bak Selahattin bugün canımıza okumuş, güya birebir ittifaktayız” sözleri de Demirtaş’ın bu davetine cevap olarak değerlendirildi.